31 Mayıs 2015 Pazar

Ergonomi Design Gruppen

  

   1969 yılında Designgruppen kurumu kuruldu.İlk iş ortakları arasında müşteri olarak ESAB, Flygt, AGA ve The Cooperative Union vardı. 
   Şirketin kurucularından olan 1940 doğumlu Sven-Eric ve 1946 doğumlu Maria Benktzon özellikle kas becerileri ve bu bağlamda kavrama ve tutma eylemleri üzerine araştırmalar yaparak özellikle özürlülerle ilgili bir tasarım konusuna uzmanlaşmışlar.
    Bu tasarım stüdyosunun amacı, ergonomik ilkelere dayanan, güvenilir, emniyetli ve verimli tasarım araştırmaları yapmak ve geliştirmektir. 1960 yılında kurulan Designgruppen veErgonomi Design adlı iki tasarım bürosunun birleşmesinden doğmuştur.
  Ergonomi Design Stüdyosu tasarıma yaklaşımı şöyle anlatıyor;
 " Tasarım sadece dış görünüş değildir. Biçim, işlev ve ekonomidir. Dürüst ürün geliştirilmesi satışları arttırabilir, üretim maliyetini azaltabilir, yeni pazarlar açar ve kaliteli profilini geliştirebilir."
  Bu tasarım grubunun bir çok projesi endüstriyel kuruluşların dışında, İsveç Çalışma Çevresi Fonu ve İş Sağlığı ve Güvenliği Ulusal  Meclisi gibi resmi kuruluşlar tarafından da desteklenmiştir. Bu konuda çalıştıkları projelerden bazıları da kaza ve tekrardan kaynaklanan, kasılma ve sakatlanma riskini önleyen matbaa ve kaynak makineleridir
   "Herkes İçin Tasarım" yaklaşımının öncülerinden olarak kabul edilen Maria Benktzon, "İnsan dikkatini çözülmemiş problemlere yoğunlaştırmalıdır" diyor. Bu ilke ile her tür insan eylemini optimize edilmiş gereçlerle daha kolay bir hale getirmeye uğraşıyor. "knork fork"



adını verdiği bıçakla çatal arasındaki gereç bunlardan bir tanesi.

29 Mayıs 2015 Cuma

Eco - Design

     Ecodesign, ürünlerin çevreye olan etkilerini göz önünde bulundurarak üretim süreçlerini ve ürünleri tasarlamayı hedefleyen bir tasarım yaklaşımıdırEcodesign’ın en temel yaklaşımı, ürünlerin ekolojik ayakizinin hesaba katılması ve bu sorumluluk içerisinde üretime yaklaşmasıdır.
   1990'larda bazı tasarımcıların ilgisi,insanların 19. ve 20.yüzyıllardaki sanayileşmeyle gezegen üzerinde yaptıkları çevresel tahribatın önüne geçmeye yöneldi. 1985 yılında bilim adamları ozon tabakasında tehlikeli bir şekilde büyük bir delik olduğunu keşfettiler. Eğer deliğin büyümesine izin verilecek olursa, gezegenin ısısı artacak ve bu da felaketlerle sonuçlanacaktı
  Hükümetler alışılmadık bir hızda harekete geçtiler. 1987 yılında imzalanan Montreal Protokolü 1990 yılında daha da güçlendirildi. Bu protokol CFC olarak bilinen zararlı kloroflorokarbonlar içeren spreyler ve buzdolapları gibi şeylerin denetim altına alınmasını öngörüyordu. 1970'ler ve 1980'lerde dünya kaynaklarının sürdürülebilir olmayan bir şekilde tüketilmekte olduğu açık bir şekilde görüldü Fosil yakıtlar sonsuza dek kalmayacaktı, böylece tasarımcılar ham maddenin tükenmesini yavaşlatabilecek hatta durdurabilicek çözümler araştırmaya başladılar. Örneğin, alternatif enerji kaynakları bulundu: Kaliforniya ve başka yerlerde güneş enerjisiyle çalışan arabalar geliştirildi. Ve bir zamanlar mucitlerin rüyası olan elektirikli araba  bir gerçeğe dönüştü. Artan kağıt ve tahta talebinin sebep olduğu ormanların hızlı bir şekilde yok oluşuna karşı, Alternatif iletişim ve bilgi saklama biçimleri geliştirildi ve geri dönüştürülmüş kağıt kullanımı arttı.Ama her şeyin elektronik ortamda saklandığı kağıtsız bir büro düşüncesi hala gerçekleştirilebilmiş değil.
    Ecodesign, bir ürünün geliştirilmesinden tasarımına, pazarlanmasından satışına ve projenin idare edilmesine kadar olan bütün süreci kapsar. Bir ürünün yaşam döngüsünü ve bunun etkilerini hesaplarken 3 temel nokta göz önünde bulundurulmalıdır. - Kaynakların tüketimi - Hava,su emisyonları ve bunların çevre ve insan sağlığına olan etkileri - Gürültü kirliliği gibi çeşitli diğer etkiler Ürünün oluşma sürecinin orta adımlarında ise göz önünde bulundurulması gereken en önemli konu ise üretim sürecindeki atıklardır.